Untitled Document

YURDUMUZ................... HARRAN (1)

Asurlular ile Emevilere de başkentlik yapan Harran, asırlardır 8 kapısı ve 187 burcu ile göz kamaştıran bir şehirdir. Kesme taştan yapılan surları, derin bir hendekle sarılıdır. Rakkakapı, Halepkapı, Nizarkapı, Yezidkapı, Feddankapı ve Küçükkapı’dan kervanlar girip çıkar, caddeler gürül gürül insan akar. Harran yaklaşık 4.5 km genişliğinde bir şehir. Etrafı da surlarla çevriliymiş zamanında. Şehrin kapıları yıkılmış, şu an bir tek Halepkapı ayakta... İnsanlar Rakkakapı’dan giriyor ama Rakkakapı’nın izi esamesi kalmamış. Sur içi SİT alanı. Kalesi, kervansarayı, dünyanın ilk üniversitesi ve 8. yy’da Anadolu’nun tartışmasız en büyük, en süslü câmisi olan Ulucâmi (Câmi-i Firdevs) bulunuyor. Civarı, tarihi kentler, antik eserlerle dolu. Bazda Mağaraları, Hânel Barur (Kervansaray), Hazret-i Şuayb’ın yaşadığı rivâyet edien Şuayb Şehri ve daha ileride Somatar. Burada Hazret-i Musa’nın kuyusu var...
Açık hava müzesi olan Harran, manevi coğrafyası ile de öne çıkıyor. Hayyât bin Kays el Harrani hazretleri bütün Anadolu’da tanınıyor. İmam-ı Bâkır Hazretleri ise civarda savaşırken mübârek parmağı kopuyor, kanının döküldüğü yer makam yapılıyor. Kapalı çarşı sesler ve renklerle donanadursun, Cüllap ve Deysan nehirlerinden gelen suları imalâthanelerde kullanırlar. Her sokak başında çeşme ve her mahallede hamam (hepsi 14 tane) bulunur. Su kanalları ovayı ağ gibi sarar, civar korularda ceylanlar sincaplar yaşar.
Adları sanat tarihi kitaplarında kalan eserleri bulamıyoruz ama Ulucâmi’nin enkazı bile düğme ilikletiyor insana. Anadolu’daki anıt câmilerin ilki olan Harran Ulucâmi’nin ortada muhteşem bir girişi var, sağında 9, solunda 9 ayrı kapısı bulunuyor. Avluda nefis bir havuz ve birbirinden sanatlı fıskiyeler yer alıyor. Haziredeki mezartaşları Emevi süsleme sanatının en gözde örnekleriyle bezeniyor. Nureddin Mahmud Zengi ve Selahaddin Eyyûbi şehre hanlar, hamamlar, bedesten ve medreseler kazandırıyor. Câmi-ül Firdevsi silbaştan yenileniyor. Seyyah İbn-i Cübeyr’e bakılırsa Harran minare ormanını andırıyor. Yollar mermerlerle örülüyor, kavşaklar tonozlarla örtülüyor. Azgın Moğol sürüleri şehri yakıp, yıkınca canını kurtaranlar Mardin, Şam ve Halep’e kaçıyor, Harran harabeleri çöl göçerlerine mekân oluyor. İşte Evliya Çelebi kentin bu perişan hâlinden söz ediyor.    (Devamı yarın)



Erkek: Tahsin - Kız: Nesrin - Yemek: Yayla çorbası, Tas kebabı, Salata, Baklava.



Featured Image 01