SOHBET...................... ŞARKIN ÜÇ PARLAK YILDIZI

SEYYİD ALÎ SEPTÎ [rahmetullahi teâlâ aleyh]
 Aslen Diyarbakırlı olup seyyiddir. Kabri ElazığPalu ilçesinde Murat Suyu kenarında bir tepe üzerindedir. Hanımı ve çocukları da aynı türbede medfûndur. Alî Septî hazretleri, Mevlânâ Hâlidi Bağdâdî hazretlerinin kardeşi Muhammed Sâhib’in sohbetlerinde kemâle geldi (yetişti). Onların sevgi ve takdirlerini kazandı. Muhammed Sâhib’in hazırladığı icâzetnâmesini Mevlânâ Hâlidi Bağdâdî hazretleri tasdik etti. Ali Septî hazretleri, insanlara Allahü teâlânın emir ve yasaklarını hatırlatır, Ehli sünnet velcemâat i’tikâdının üstünlüğünü anlatırdı. Namaz için titrer, fırsat buldukça kazâ namazı kılmayı söyler; “Namazlarınızı terk etmeyiniz, aksi hâlde iyiliği terk edersiniz.” buyururdu.
SEYYİD MAHMÛDI SÂMİNÎ [rahmetullahi teâlâ aleyh]
Seyyid Alî Septî hazretlerinin sohbetinde kemâle geldi ve o da seyyiddir. Elazığ’ın Palu kazâsının Hun köyünde doğup 1895’de Palu’da vefât etti. Kabri şerîfi Murâd suyu kenârındadır. Şâfiî mezhebinde ve tasavvufta mütehassıs idi; ârifi billâh bir zat idi. Alî Septî hazretlerine 13 sene hizmetle şereflenmiştir. 20’ye yakın ârif yetiştirmiştir. Bunlardan Harput’lu Seyyid Osmân Bedreddîn [İmâm Efendi] ve Kiğı’da Hâcı Yûsuf Efendi ile oğlu Muhammed Efendi ve Kiğı Müftîsi Muhammed Nûreddîn Efendi meşhurdur.
SEYYİD OSMÂN BEDREDDÎNİ ERZURÛMÎ [İMÂM EFENDİ] [rahmetullahi teâlâ aleyh]
Erzurum’da doğdu ve Seyyid Selmân Sükûtî Efendi’nin oğludur (18571922) Harput’ta vefât etmiştir. 1875’de Kars’ta 3. Tabur imâmı olmuştur. O yıllarda, seyyid Tâhâyı Hakkârî’nin oğlu ve halîfesi olan seyyid Ubeydullah ile, [Mevlânâ Hâlidi Bağdâdî’nin halîfelerinden] Küfrevî şeyh Muhammed Efendi ile, [Gümüşhâne’li Ahmed Ziyâeddîn’in ve Erzincân’lı Terzi Baba denmekle meşhur Vehbî Hayyât’ın talebelerinden] Hâcı Fehmi Efendiyle sohbet eylemiştir. 1879’de Palu’da 28. Alayın 3. Taburunda imâmı iken Seyyid Mahmûdi Sâminî hazretleriyle buluşmuş ve kendisinden, 18 günde icâzet almıştır. 1906’da emekli olunca, Harput’ta birçok zevâtı sülûk ile, bir kısmını da yalnız sohbet ile cehâletten kurtarmıştır. 200.000’e yakın insanı irşâd ettiği belirtilmiştir. 1908’de Hicâz seferinde, Şâm, Mekkei Mükerreme ve Medînei Münevvere âlimlerinin tazîm ve tekrîmlerine mazhar olmuştur.                      
Prof. Dr. Ramazan Ayvallı      TÜRKİYE GAZETESİ           09 Kasım 2015