Untitled Document

SOHBET.......................... ALLAH KORKUSU VE ALLAH SEVGİSİ

Al­lah kor­ku­su ve Al­lah sev­gi­si, in­san­la­rı saadet ve hu­zû­ra ka­vuş­tu­ran iki ka­nat gi­bi­dir. Pey­gam­ber efen­di­miz “sal­lal­la­hü te­âlâ aley­hi ve sel­lem” bu­yu­ru­yor ki:
(Bir kim­se, Al­lah­dan kor­kar­sa, her­şey on­dan kor­kar. Bir kim­se Al­lah­dan kork­maz­sa, her­şey­den kor­kar olur.)
(Ak­lın çok ol­ma­sı, Al­lah kor­ku­su­nun çok­lu­ğu ile bel­li olur.)
 Al­lah­tan kor­kan bir kim­se, O’nun emir­le­ri­ni yap­ma­ya, ya­sak­la­rın­dan sa­kın­ma­ya ti­tiz­lik­le ça­lı­şır. Hiç kim­se­ye kö­tü­lük yap­maz. Ken­di­ne kö­tü­lük ya­pan­la­ra sabreder. Yap­tı­ğı ku­sûr­la­ra tev­be eder. Sö­zü­nün eri olur. Her iyi­li­ği Al­lah için ya­par. Kim­se­nin ma­lı­na, ca­nı­na, nâ­mu­su­na göz dik­mez. Ça­lı­şır­ken, alış ve­riş eder­ken, kim­se­nin hak­kı­nı ye­mez. Her­ke­se iyi­lik e­der. Şüb­he­li şey­ler­den ka­çı­nır. Ma­kam sâhip­le­ri­ne, zâ­lim­le­re yal­tak­lan­maz. İlim ve ah­lâk sâhip­le­ri­ne say­gı gös­te­rir. Ar­ka­daş­la­rı­nı se­ver ve ken­di­ni sev­di­rir. Kö­tü kim­se­le­re na­sî­hat ve­rir. On­la­ra uy­maz. Kü­çük­le­ri­ne mer­ha­met­li ve şef­kat­li olur. Mi­sâ­fir­le­ri­ne ik­ram eder. Kim­se­yi çe­kiş­tir­mez. Key­fi pe­şin­de koş­maz. Za­rar­lı ve hat­tâ fâ­ide­siz bir­şey söy­le­mez. Kim­se­ye sert dav­ran­maz. Cö­mert olur. Ma­lı ve mev­kiyi her­ke­se iyi­lik et­mek için is­ter. Ri­yâ­kâr­lık, iki yüz­lü­lük yap­maz. Ken­di­ni be­ğen­mez. Al­la­hü te­âlâ­nın her an gör­dü­ğü­nü ve bil­di­ği­ni dü­şü­ne­rek hiç kö­tü­lük yap­maz. Ka­dın­la­rı­nın, kız­la­rı­nın av­ret ma­hal­le­ri açık so­ka­ğa çık­ma­sı­na mü­sa­ade et­mez. Kim­se­nin av­ret ma­hal­li­ne bak­maz. O’nun emir­le­ri­ne sa­rı­lır. Ya­sak­la­rın­dan ka­çar. İş­te, Al­lah­tan kor­kan­lar mil­le­ti­ne, mem­le­ke­ti­ne böyle fâ­ide­li olur.                                    Fâ­ide­li Bil­gi­ler (261)

GÜNÜN TARİHİ......................................  İKİNCİ KOSOVA ZAFERİ

Var­na Mey­dan Sa­va­şının üze­rin­den 4 yıl geç­miş­ti. Ye­ni bir Haç­lı it­ti­fa­kı yapıldı. Bu sefere Al­man­ya, Ma­ca­ris­tan ve Le­his­tan gi­bi bü­yük dev­let­le­rin ya­nı­ sı­ra, Ulah, Bo­hem­ya, Si­cil­ya, Er­del, Çek, Boğ­dan, Slo­vak ve Slo­ven alay­la­rı da gir­di. Böy­le­ce 50-60 bin ki­şi­lik bir Haç­lı or­du­su meydana geldi. Os­man­lı­la­rın mev­cu­du da ay­nıy­dı. Çar­pış­ma­lar 17 Ekim 1448 sa­ba­hı baş­la­dı. Er­te­si sa­bah bo­ğaz bo­ğa­za çar­pış­ma­lar, ak­şa­ma kadar devam etti. Sa­va­şın kay­be­dil­eceği­ni an­la­yan Haçlı Orduları Komutanı Hun­ya­di Ya­noş, gece ka­ran­lı­ğın­dan faydalanarak kaç­­tı. 19 Ekim’de düş­man ka­lın­tı­la­rı da te­miz­len­di.



Erkek: Gazanfer - Kız: Gülistan - Yemek: Yayla çorbası, Ciğer tava, Salata, Güllâç.



Featured Image 01