Untitled Document

SOHBET............................ DİN NEREDEN ÖĞRENİLİR

Kur’ân-ı kerîme ve hadîs-i şerîflere uymak, İslâmiyet’i öğrenmek; meâl, tefsir ve hadîs-i şerîf tercümelerini okumakla değil, dört hak mezhepten birine uymakla olur. Bir kimse, Kur’ân-ı kerîmden ve hadîs-i şerîflerden, kendi anladığına uyarsa, İslâmiyet’e uymuş olmaz.
Kur’ân-ı kerîmdeki bilgileri doğru olarak Resûlullah efendimiz “sallallahu aleyhi ve sellem” açıklamıştır.
İmam-ı Şârânî “rahmetullahi aleyh” buyuruyor ki: 
“Sünnet, yâni hadîs-i şerîfler olmasaydı, namazların kaç rekat olduğu ve nasıl kılınacağı, zekât nisâbı, orucun, haccın farzları, hukuk bilgileri gibi birçok mesele bilinemezdi.”                          (Mizan-ül Kübra)
Sevgili Peygamberimiz Muhammed aleyhisselâm, bu açıklamaları Eshâbına (radıyallahü teâlâ aleyhim) bildirdi. Onlar da talebeleri olan tâbiîne bildirdi. Tâbiîn ve tebe-i tabiîn âlimleri de bunları kitaplarına yazdı. Bu kitapları yazan âlimlere Ehl-i sünnet âlimi denir. Bu âlimler, din bilgilerini Peygamber Efendimizden nasıl gelmiş ise aynen naklettiler ve zamanlarındaki Müslümanların anlayacakları şekilde açıkladılar.
Allahü teâlâ, âlimlere uymayı emrediyor. Nahl sûresinin, 43. âyet–i kerîmesinde meâlen; (Bilmiyorsanız, âlimlere sorun!) buyuruluyor. Onun için âlimlere uymamız gerekir. Âlimlere uymak, dört mezhepten birine uymak ve o mezhebe âit güvenilir bir ilmihâl kitâbına göre hareket etmek demektir. Asırlardan beri bütün İslâm âlimleri, dört mezhepten birine uymuşlar ve Müslümanların da uymaları gerektiğini bildirmişlerdir.
O hâlde, Kur’ân-ı kerîm meâllerinden, hadîs-i şerîf tercümelerinden din öğrenilmez. Kur’ân-ı kerîm meâllerinden ve hadîs-i şerîf tercümelerinden kendi anladığına göre konuşan kimselerden de din öğrenilmez. Her Müslüman, dînini, Ehl-i sünnet âlimlerinden yahut onların hazırladığı ilmihâl kitaplarından öğrenmelidir.
Salim Köklü           TÜRKİYE GAZETESİ        13.09.2020


Erkek: Zülfi - Kız: Zülfiye- Yemek: Tarhana çorbası, Salçalı köfte, Salata, Üzüm.

 



Featured Image 01