MENKIBE.......... SENİN DÎNİN GERÇEK
Misâfire ikrâmı çok seven, İbrahim aleyhisselâma bir hafta içinde hiç misâfir gelmedi. Her tarafı dolaşıp misâfir aradı. Nihayet kırda, saçı sakalı ağarmış, bir ihtiyar gördü. İhtiyarın hâl ve hatırını sorup dedi ki:
- Ey yolcu! Buyur, bugün yemeği bizde yiyelim!
İbrahim aleyhisselâm ve adamları o gösterişsiz ihtiyarı güler yüzle ve tatlı dille karşıladılar. Yemeğe başlarken herkes; “Bismillahirrahmanirrahîm” dediği hâlde, o yaşlı kişiden ses çıkmadı. İbrahim aleyhisselâm o ihtiyara dedi ki:
- Ey çok yaşamış kimse! İhtiyarlar dinlerine sâdık olurlar. Yemeğe başlarken Cenâb-ı Hakkın yüce ismini söylemek lâzım değil midir?
- Ateşe tapan pîrimden, böyle bir şey söyleneceğini işitmedim.
İbrahim aleyhisselâm, nasıl hareket edeceğini düşünmeye başladı. “Allaha inanmayan birisine yemek yedirmesi uygun olacak mıydı?”
Nihayet, böyle birisiyle aynı sofrada bulunmanın doğru olmayacağına karar verdi. Bu sırada ihtiyar da sofradan kalkıp gitti. Bu olay üzerine, Cenâb-ı Hak, Cebrâil aleyhisselâm ile İbrahim aleyhisselâma vahy gönderdi:
“Yâ İbrahim! Ben o ihtiyarı 100 senedir yaşatıyorum, rızkını veriyorum. Sen ona bir öğün yemek vermedin?”
Bu duruma telâşlanan İbrahim aleyhisselâm, ihtiyarın arkasından koşup dedi ki:
- Tekrar soframa gelmeniz mümkün müdür? Yaptığım davranıştan dolayı senden özür dilerim.
- Bu özrün sebebi nedir?
- Bu uygun olmayan davranıştan dolayı, Cenâb-ı Hak bana vahy gönderdi.
- Ne yüce ilâhtır ki, benim gibi, 100 senedir kendisine isyan eden biri için Peygamberine ihtarda bulunuyor. Bu din ne güzel. Yâ İbrahîm! Ben de senin dînine girmek istiyorum, diyerek Müslüman oldu.
FIKRA...... ... SİNEK
Marsilyalılar çok mübalağacıdırlar. İki Marsilyalı arasında geçen bir konuşma:
- Kilisenin kulesine konan sineği görebiliyor musun?
- Hayır ama, onun sesini gâyet rahatlıkla, duyabiliyorum.
Uluslararası Kamerî Aybaşları ve Hicrî Takvîm Birliği Kongresi 28 - 30 MAYIS 2016 / İSTANBUL - TÜRKİYE