Untitled Document

MAKALE....... 85 YIL ÖNCE TÜRKİYE (1)

1939-1945 İkinci Cihan Savaşı evrensel felâket dönemini hatırlayanlarımız vardır. Türkiye savaşın dışında kalmakla beraber, felâketten nasîbini almıştı. Avrupa’da savaşa girmeyen ülkeler Türkiye dışında yalnız İsviçre, Portekiz, İspanya’dan ibåretti.
Türk basını, başlangıçta Almanya eğilimli iken artık Müttefikler’i tutuyordu. Tek gazete 20 bin tirajlı idi. Ortalama tiraj 10 bin ve aşağısı idi. Buna rağmen Cumhuriyet, Son Posta, Akşam, Tasvir gibi gazeteler etkili idi. 4, bâzen 6 ve 8 sayfa çıkarlardı. 5 kuruş olan gazete fiyatı, epey bir para idi. Bu parayı ancak şehir halkı verebilirdi. Kasabalarda, şehirlerden gelen günü geçmiş gazete ve dergiler okunurdu. Tek bir resmî Ankara Radyosu vardı. İstanbul’da bile radyo ancak orta hâlli ve üzeri halkın evinde bulunan değerli bir âletti.
Türkiye, sıkıyönetim ve ışık karartmak ülkesi idi. Ankara’da basın-yayından şube müdürü olmayan sıradan bir memurun telefonu ile gazetenin kaç gün kapatılacağı tebliğ edilirdi. Cumhurbaşkanının resminin sağ üst köşeye konmadığı için kapatılan gazeteler vardı. Kapatılma cezasına uğramayan gazete yoktu.
Cumhurbaşkanı İsmet İnönü Millî Şef diye anılırdı. Resmen Atatürk adı da kaldırılmıştı, ona Ebedî Şef deniyordu. Kâğıt ve madenî paralar ile posta pullarının üzerinde yalnız İnönü’nün resmi vardı. 1000, 500, 100, 50, 10, 5, 2.5, 1, 1/2 olarak 9 değerde banknot (Kağıt para) mevcuttu. İlk ikisini görebilen İstanbullu bile çok azdı. 
1944’e 2.4 milyar nüfuslu bir dünyanın 18 milyon nüfuslu bir devleti olarak girdik. İkisi İstanbul, biri Ankara’da 3 üniversitemiz vardı. Üç büyük şehir; İstanbul 800.000, İzmir 210.000, Ankara 180.000. Ankara şehri Gençlik Parkı’nda sona eriyordu. Bakanlıklar’la olan mesafe, şehirden kopuktu.
 Kurşun kalem ve toplu iğne, imal edemediğimiz için karaborsa meta (mal) idi. Çivi bile yoktu.                (Devamı yarın)

 



Erkek: Hasip - Kız: Hasibe - Yemek: Un çorbası, Tas kebabı, Şehriyeli pilav, Üzüm.

Featured Image 01