TÜRKÇE................... KELİMELERİN DİLİ

¥ Abartı ilâveleri:

“Dümdüz, gıpgıcır, epeski, ıpıslak, dımdızlak, kupkuru, dupduru, sopsoğuk, sımsıcak, güpe gündüz...”

¥ Karışıksız renklerimiz:

“Mosmor, sapsarı, masmavi, bembeyaz, yemyeşil, kapkara.”

¥ İlla nakarat olacak:

“Güle güle - fıkır fıkır - hüngür hüngür - lapa lapa...”

¥ Kulağımız fena alışmış.

“İlim, irfan - Akıl, fikir - Fizik, kimya - Tarih, coğrafya…”

¥ Türkçede uzun ekler var:

“Balıkesirlileştiremediklerimizden misiniz?”

¥ Hoşlanılan kelimeler:

“Koçum, kuzum, aslanım...”

¥ Kıl olunan kelimeler:

“Koyun, inek, tilki, çakal...”

¥ Hâneleri gidenler:

“Hastane, pastane, postane, eczane.”

¥ Hâneleri duranlar:

“Tımarhane, kıraathane, hapishane...”

¥ Karıştırılan kelimeler:

“Musahip ile muhasip - Muharebe ile muhabere - Delâlet ile dalâlet - Hafriyat ile harfiyat-Tazminat ile tanzimat...”

¥ Bâzısı P ile R yer değiştirir:

“Yaprak ile yarpak - Toprak ile torpak - Köprü ile körpü...”

¥ Şu kelimelere, çoğul eki “ler” “lar” eklenmez:

Evrak, emlâk, eşraf, esnaf, eşya, enbiyâ, evliyâ, sülehâ...

İrfan Özfatura TÜRKİYE GAZETESİ

GÜNÜN TARİHİ.........İSPANYA’NIN FETHİ

Târık bin Ziyâd, Emevîlerin Kuzey Afrika valisi Musa bin Nusayr tarafından, İspanya’yı fethetmekle görevlendirilmişti. 7.000 kişilik kuvvetiyle 711 tarihinde Septe (Cebelitarık) Boğazı’nı geçti. Askerlerinde geri dönme umudu bırakmamak için, bütün gemileri yaktırdı. (Sonradan çok kullanılan; “Gemileri yakmak” deyimi buradan kalmıştır.) Çok başarılı bir askerî harekâtla Kuzey İspanya’ya kadar ilerleyen Târık bin Ziyâd, önemli şehirleri aldı. Endülüs Medeniyeti’nin yolunu açan komutan olarak tarihe geçti. Müslümanlar, 1492’ye kadar burada 8 asır kalmışlardır. Müslümanlar ilim ve medeniyette o kadar ileri gitmişlerdir ki, Hıristiyanlar, Müslümanların yaptıkları eşsiz eserlerin tamamını tahrip etmelerine rağmen, şimdi bile hâlâ bunların izleri vardır.

Erkek: Halis - Kız: Meltem - Yemek: Sebze çorbası, Taze fasulye, Pilav, Ayran.