SOHBET - İSRAF HARAMDIR
İsraf; malı helâk etmek, faydasız hâle getirmek, dine ve dünyanın mubah olan işlerine faydalı olmayacak şekilde sarf etmektir.
Malı denize, kuyuya, ateşe atmak, onu helâk etmek demektir. Kullanılmayacak hâle sokmak, kırmak, kesmek, ağaçtan meyveyi toplamayıp çürütmek, tarlayı hasat etmeyip, ekinin helâk olması, hayvanları soğuktan, düşmandan korunacak yere koymamak, soğuktan, sıcaktan, açlıktan ölmelerini önleyecek kadar yedirmemek ve örtmemek de, helâk etmektir ki israftır.
Meyve ve ekin toplandıktan sonra, bunları iyi saklamayıp kendiliklerinden bozulmaları veya nem alarak çürümeleri yahut kurt, güve, fare, karınca ve benzeri canlıların yemeleri hep israftır.
Ekmek, et, et suyu, peynir gibi gıdaların, hurma, karpuz, elma gibi meyvelerin, kuru incir, kuru üzüm gibi kuru meyvelerin, buğday, arpa, mercimek gibi hububatın ve elbise, kumaş, kitap gibi eşyanın, israf edildikleri çok görülmektedir.
Yemek artıklarını dökmek, çatalı, kaşığı, tabağı sıyırıp yemeden önce, kapları yıkamak israftır.
Sofra bezine, masaya düşen ekmek kırıntılarını toplamayıp atmak da israftır. Bu kırıntıları toplayıp kedi, köpek, koyun, sığır, karınca, tavuk gibi hayvanlara yedirmek israf olmaz.
Fasulye, pirinç, nohut gibi şeyleri yıkarken dökülenleri toplamamak israftır.
Elbise, çorap, ayakkabı gibi giyim eşyasını iyi kullanmayıp, çabuk eskitmek, onları yırtmak, yıkarken suyu, sabunu çok harcamak, lambayı, mumu, elektriği, hava gazını boş yere yakmak, hep israftır.
Abdestte ve gusülde, suyu sünnet olandan fazla kullanmak israftır.
Doyduktan sonra fazla yemek israftır. Yalnız, misafir utanmasın diye, yemek sahibinin fazla yemesi ve orucu rahat tutmak için sahurda fazla yemek israf değildir. Ekmeğin pişkin yerini ve içini yiyip, kenar ve kabuklarını atmak israftır. Bırakılan kısımları başkası veya hayvan yerse, israf olmaz.
Sofraya lüzumundan fazla yemek ve ekmek koyup, sonra bunları, tekrar yemek için kaldırmamak israftır.
Uluslararası Kamerî Aybaşları ve Hicrî Takvîm Birliği Kongresi 28 - 30 MAYIS 2016 / İSTANBUL - TÜRKİYE