MENKIBE - 1400 YILLIK ZEYTİN AĞACI
Eski Şam diye de anılan Busra birçok medeniyete ev sahipliği yapmış antik bir kenttir. Devasa sütunlar, saraylar, tiyatrolar, bazilikalar... Peygamber efendimizin içinde bulunduğu Kureyş kervanı manastır civarında konaklar...
Peygamberimiz çocukken kervanla buradan geçerken tanıyan papaz Bahira vefât etmiş, yerine talebesi Nestura geçmiştir. O dahi son peygambere inanmakta, işaret beklemektedir Hicaz taraflarından...
Kervanın develeri çöktürülür, yükler indirilir. Efendimiz kuru bir zeytin ağacının altına oturur. Ağaç yeşerir meyvelerle donanır o anda... Bu fevkaladelik durumu gören Rahip Nestura’nın gözünden kaçmaz. Koşarak nefes nefese peygamberimize sorar:
- Lat ve Uzza (İki büyük put) hakkı için adını bağışla?
- Bundan ağır bir söz söylenmemiştir bana!
Bahira’nın bahsettiği Resul o mudur acaba? Kervanda bulunan Meysere’ye dönüp sorar:
- Gözündeki kırmızılık hep var mıdır?
- Evet vardır.
Edeple gelir huzurunda durur ve der ki:
- İsa aleyhisselama İncili gönderen Allah hakkı için söylüyorum ki; sen son Peygambersin. Ah sana vahiy indiği günlere erişsem de hizmetinde bulunsam.
Sonra Meysere ile Huzeyme’yi kenara çeker onlara tenbih eder:
- Biliyor ve inanıyorum ki Muhammed düşmanlarına galip gelecek, lâkin yine de Şam’a gitmeyin! Yahudilere güven olmaz. Size zarar verebilirler.
Meysere, sahibesi kervanı gönderen Hazret-i Hatice’nin “Bir an önce dön, fazla oyalanma!” emrini hatırlar. Yüklerini acele satıp Mekke’ye dönerler.
Efendimiz (Sallallahü aleyhi ve sellem) Busra’ya yaptıkları yolculuk esnasında altında oturdukları ağaç dayanılmaz çöle rağmen asırlardır hayatta. Şimdi Ürdün sınırları içinde bulunan (Al-Mafraq) uçsuz sahrada çevresinde ondan başka tek ağaç yok. Yönetmen Mustafa Gouverneur’un bu ağaç için çektiği belgesel botanikçileri hayrete düşürüyor.
Uluslararası Kamerî Aybaşları ve Hicrî Takvîm Birliği Kongresi 28 - 30 MAYIS 2016 / İSTANBUL - TÜRKİYE