• Keşkekçinin keşkeklenmiş keşkek kepçesi. • Bülbül güle gül dedi, gül gülmedi gitti, bülbül güle gül bülbüle yar olmadı gitti. • Şu karşıda bir kuru dal, dala konmuş kırk kartal, dal tartar kartal kalkar, kartal kalkar dal tartar. • Şemsipaşa pasajında kırk kulpu kırık tunç tas has hoş kayısı hoşafı. • Elâlem bir ala dana aldı ala danalandı da, biz bir ala dana alıp ala danalanamadık. • İt iti itti, bit iti itti, it biti itti. Bit gitti, it gitti. İtti, bitti, gitti. • Annemin çorbası çok, atın arpası çok, herkesin karnı tok, bizde hiç yok yok. • Şiş şişeyi şişlemiş, şişe şişe-ye kiş demiş. • Şu tespihi imamelemeli mi, yoksa imamelememeli mi? • Anam bağda, öküz dağda, at harmanda, inek damda. • Aaa be kuru dayı, bu sarı darı ne kuru darı a be kuru dayı. • Değirmene girdi bir köpek, değirmenci vurdu kötek, hem kepek yedi hem de kötek yedi köpek. • Ocak kıvılcımlandırıcılardan mısın, kapı gıcırdatıcılardan mısın? Ne ocak kıvılcımlandırıcılardanım, ne kapı gıcırdatıcılardanım. • Al şu takatukaları takatu-kacıya götür, takatukacı takatukaları takatukalatmazsa, takatukacıdan takatukaları takatukalatmadan alda gel.

Osmanlı Devleti’nin ihtişamını, kudretini ve o devirdeki sanatın inceliğini, zarafetini ve tezyinatını ifade eden, Türkiye’nin 6 minareli tek câmiidir. Sultan I. Ahmed Hânın emriyle, Mimar Sinan’ın talebesi Başmimar Sedefkâr Mehmed Ağa tarafından yapılmıştır.

4 Ocak 1609’da bizzat Sultan Ahmed Hân temel atma merasimine iştirak etmiş ve ilk kazmayı vurarak inşaata başlanmıştır. Bu kazma, bugün Topkapı Sarayı Müzesi’ndedir. 9 Haziran 1617 tarihinde ibâdete açılan bu âbide; Osmanlı mimarisinin bir şâheseridir. Avrupalılar, bu sanat şâheserine “Mavi Câmi” ismini verirler.