SOHBET - İLİM-AMEL-İHLÂS
İmâm-ı Rabbânî hazretleri buyurdu ki: (İlim, ihlâsla amel etmek içindir.) İlmi sadece beyne doldurmak yetmez. İblis de ilim sahibiydi. Hatta meleklere hocalık da yapmıştı, ama kurtulamadı. Kurtulması için amel etmesi gerekirdi. Onu da yaptı. Her yere secde etti. Hatta gökyüzünde secde etmediği bir karış yer yoktu. Ama ihlâsı yoktu. Yani bunları Allah için yapmadı, çok kibirliydi. O kibri yüzünden, Âdem aleyhisselâma karşı secde etmedi. Ebedî tard edildi. Cehennemlik oldu.
Allahü teâlâdan kıyamete kadar izin istedi; (Sana ibâdet eden kullarını bozacağım.) dedi. Cenâb-ı Hak; (Sen ancak senin gibileri bozarsın, benim hâlis kullarıma dokunamazsın.) buyurup, ona izin verdi. Böylece insanlar, Allahü teâlânın yolunda olanlar ve şeytanın yolunda olanlar olmak üzere ikiye ayrıldılar.
Ölünce, bütün bunların hepsinin gerçek olduğu gün gibi aşikâr olacak, ama maalesef oradaki pişmanlık fayda vermeyecek. Din büyüklerimiz buyuruyor ki:
“Ahirete giden herkes pişman olacaktır. Cennete girenler; (Keşke biraz daha hayır yapsaydım, biraz daha dine hizmet ve ibâdet etseydim, Cenâb-ı Hakkın şu arkadaşlarıma ihsan ettiği nimetlere ben de kavuşsaydım.) diyecek. Cehennemdekiler de; (Biz niye buraya geldik, keşke biz de Cennettekiler gibi inanıp ibâdet etseydik, biz de şimdi onlarla beraber olurduk.) diyecekler.”
Dinin aslı, ilim, amel ve ihlâstır. En zor şey ihlâstır. Allahü teâlâ; (Bana duâ edin, kabul ederim.) buyuruyor. Eğer ihlâs yoksa, o dua kabul olmaz. Peki ihlâs ne demek? “Yâ İlâhî, benim bütün arzum, gayem Sensin. Onun bunun veya nefsimin değil, yalnız Senin rızana tâlibim.) ifadesi bunu çok güzel anlatıyor.
Allahü teâlâ bizim Rabbimizdir. Onun rızasını bırakıp da, başkasını memnun etmek, aklımızın ucundan bile geçmemelidir. Çünkü Ondan başka her şey, ancak Onun yaratması ve her an varlıkta durdurmasıyla vardır.
Uluslararası Kamerî Aybaşları ve Hicrî Takvîm Birliği Kongresi 28 - 30 MAYIS 2016 / İSTANBUL - TÜRKİYE