MAKALE - OSMANLICA OKUMA-YAZMA
Osmanlıcanın, Latin harflerine göre zorlukları vardır, avantajları da vardır. Bazı harfler yazılır, ama okunmaz; bazıları yazılmaz, ama okunur. Fakat alışan bir kimse için matematik gibidir. Bazı formüller kafaya yerleştirildiği zaman iş kolaylaşır. Harfler birbirine bağlıdır. Bu sebeple stenografiktir, acele not tutmaya uygundur. Aziz Nesin’den Kenan Evren’e kadar çok enteresan kimseleri bu harflerle not tutarken görmüşüzdür. Harfler yuvarlaktır, gözleri yormaz. Eskilerde gözlük takan sayısı azdır. Üstelik çeşitli yazı türleri çıkarılabilir, sanata elverişlidir. Şifreli yazı yapılabilir.
Bir usul sayesinde, okur-yazar olmayan yok gibiydi. 1862’den sonra kurulan ibtidaiyelerde bu usul tatbik olundu. Sağdan sola yazıldığı için insanın dengesine uygundur. İbrani, Süryani, Hind, Göktürk, Uygur, Japon ve Çin alfabeleri de sağdan sola yazılır. Bir tek Latin alfabesi soldan sağadır.
Osmanlılarda, câmi olan her köy ve mahallede bir hoca, dolayısıyla bir ilkmektep vardı. Erkek ve kız çocukların buraya gönderilmesi mecburi idi. Sultan II. Mahmud Hânın bu yolda bir fermanı vardır. Câmi olmayan köyler de, kışın veya Ramazan’da bir hoca tutar; bu çocuklara okuma-yazma öğretir. 2-3 sene süren bu mekteplerde Kur’ân-ı kerîm ve tecvid, imlâ ve inşâ (yazı), ahlâk ve ilmihâl (din dersi), hesap ve biraz da tarih okutulur.
Osmanlıcada okumak başka, yazmak başkadır. Bazısı okur ama yazamaz. Çin’de böyledir. Osmanlı coğrafyasında okur-yazarlık nisbetinin düşük olduğu iddiası, inkılâbı haklı göstermek için yapılmış normal karşılanacak bir propagandadır.
Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci
TÜRKİYE GAZETESİ 24.04.2013
ZEKÂ BULMACASI - HARFLER
Yandaki şekilde, kare şeklindeki küçük boşluklara A, B, C, D, E harflerini öyle yerleştirin ki; her satır, her sütun ve farklı renklerle belirtilmiş her şeklin içinde,her harften birer tane bulunsun. (Cevabı yarın)
Uluslararası Kamerî Aybaşları ve Hicrî Takvîm Birliği Kongresi 28 - 30 MAYIS 2016 / İSTANBUL - TÜRKİYE