GÜNÜN TARİHİ - ERMENİ VAHŞETİ
Azerbaycan-Ermenistan arasında 1992 yılında yaşanan savaşta Ermeni güçlerinin Karabağ - Hocalı’da 613 sivili öldürdüğü katliamdan sağ kurtulanlar, AA muhabirine şöyle anlattılar:
Solmaz Hasanaliyeva: “O gün yaşadıklarımı bugün olmuş gibi hatırlıyorum, acısı hâlâ taze. Babam ve abim işgal gecesi çeşitli işkencelerle öldürüldü. Annem, abimin hanımı ve 2 küçük yeğenim Ermenilere esir düştü. Akrabalarımın ölümünü gözlerimle gördüm. Gecenin karanlığından faydalanarak yalın ayak kaçtım ve kurtulmayı başardım. Gördüğüm vahşeti unutamıyorum ve hayatım boyunca da unutamayacağım. Ermeniler bize hiç acımadı. Büyük insanlar bir tarafa, küçük çocuklara bile acımadılar. Anne karnındaki çocukları süngülerle katlettiler. Ben kaçarak Ağdam’a geldim. Orada yaşadığım bir olayla daha da sarsıldım. Ağdam Câmisine kamyon dolusu insan cesedi getirilmişti. Bu cesetlerin gözleri çıkarılmış, uzuvları kesilmişti..”
73 yaşındaki Kanaat Hacıyev: Mermim bitene kadar Ermenilerle çatıştım. Sonra Hocalı’dan kaçmaya çalışan kadınların kurtarılmasına ve nehri geçmesine yardımcı oldum. Beraberimdekiler ile bir gece ormanda saklandıktan sonra Ağdam’a doğru gittik. Yolda, Ermenilerin yaşadığı bir köyden geçerken; “Bizim sivillerle işimiz yok, gelin size dokunmayacağız.” dedikleri hâlde makineli tüfek ateşiyle karşılaştık ve çok kişi hayatını kaybetti. Teslim olmak zorunda kaldık. Üniformalı 14 Türk gözlerimiz önünde kurşuna dizildi. Bizi 9 gün çok soğuk, derme çatma bir yerde tuttular. Her gün de dayak atıyorlardı, su vermiyorlardı. Susuzluktan ölecek gibi olduk. Daha sonra Hankendi polis bölgesine götürdüler. 2 ay boyunca en olmaz işkencelerini gördük. Dayak atmadıkları, işkence etmedikleri gün olmuyordu. “Neden böyle yapıyorsunuz?” diye sorduğumuzda, “Türk olduğunuz için.” cevabını veriyorlardı. Sonunda, beni ve bazı esirleri Ermeni esirlerle değişeceklerini söylediler. Eskeran’a götürdüler. Belirlenen yerde esir değişimi gerçekleşti. Ermeni esirlerle aramızda şöyle bir fark vardı. Biz yürüyecek durumda değildik, kucaklayarak, yardım ederek teslim ettiler. Ermeni esirler ise yürüyerek, hiçbir şey olmamış gibi geldiler. Ağdam’da Ermeni esirlerin kaldığı yeri görünce iyice şaşırdık. Sıcak yastıkları, battaniyeleri, yiyecek peksimetleri vardı. Bize ise günde 5 kişiye bir bardak su, 2 günde bir 3 lokma ekmek veriyorlardı...”
Bakü - Ruslan Rehimov 26.02.2013
Uluslararası Kamerî Aybaşları ve Hicrî Takvîm Birliği Kongresi 28 - 30 MAYIS 2016 / İSTANBUL - TÜRKİYE