İmâm-ı a’zam Ebû Hanîfe Hazretleri ile aynı dönemde yaşayan büyük âlim Dâvûd-i Tâî Hazretlerine birgün bir kadın gelir. Kocası ölmüştür ve ortada paylaştırılması gereken 8 bin altın vardır. Bugünün hesabına vurursak, birkaç villa demektir.

Ferâiz hesabını bilenler bilirler. Ferâiz ilmi öyledir ki, biliyorum diyen çok kimse çıkamaz işin içinden. Kadın, kocasının ve kendisinin akrabalarını başlar saymaya. Dâvûd-i Tâî hazretleri hesaplar. Çarşaf çarşaf hesaplar düzülür. Sonunda netice çıkar ortaya. Kadına düşen hepsi hepsi bir altıncıktır. Sadece bir altın...

8000 altından kendine bir altın düşmesi kadının hiç hoşuna gitmez. “Bu iş böyle olmamalı.” diyerek, İmâm-ı a’zam hazretlerinin huzuruna çıkar. Davası hakkında İmam’a tek cümle söyler:

“Kocamdan 8000 altın kaldı, Dâvûd-i Tâî’ye gittim, bana yalnız 1 altın düşeceğini söyledi.”

İmâm-ı a’zam Hazretleri birkaç saniye düşünüp, başlar saymaya: “Senin falanca falanca akraban, beyinin de filanca filanca akrabaları var değil mi?” Kadın şoke olur. ‘Evet ama ben bunları size saymadım. Siz nereden bildiniz?’ İmâm-ı a’zam hazretleri akıllara durgunluk veren şu cevâbı verir:

“Dâvûd-i Tâî’nin hesabına güvendiğim için hesabı tersine götürdüm. 8000 altından sana bir altın kalıyorsa, akrabalarınız ancak böyle olabilir.”

II. Dünya Harbi'nin sonunda insanlığı yeni bir savaştan korumak ve ülkelerin sıkıntılarına ortaklaşa çareler aramak ve insan haklarının korunmasını sağlamak gayesiyle, Birleşmiş Milletler Teşkilâtı kuruldu. 24 Ekim 1945'te 50 devletle kurulan bu teşkilâta Türkiye de kurucu üye olarak katılmıştır. Birleşmiş Milletler'in dünya barışına bazı faydaları olmuştur.

BM'ye üye ülke sayısı 196'yı geçti. BM; üyeleri itibarıyla çok büyük farklılık gösteriyor.

Nüfusu 1 milyar 300 milyonu aşan üyesi (Çin) de var, orta ölçekli bir kasaba büyüklüğünde olan üyeleri de var. Yüzölçümü 17 milyon km2’yi geçen üyesi (Rusya) de var, yüzölçümü 2 km2’nin altında üyesi (Monako) de var.