HİKÂYE - SPOR BİR HİKÂYEDİR
İstanbul yarışlarının ünlü atlarından birinin sahibi, yağmurlu havada üç kez birinci gelen atının işini kolaylaştırdı bir yarış öncesi...
Gecenin sabaha döndüğü saatlerde, özel adamları ve özel sulama aracıyle hipodroma giren bu at sahibi, yarış pistini boydan boya suladı. Ertesi gün gerçekten de atı birinci geldi!
2. Lig play-off maçında yan hakem, bayrak sallayarak orta hakemi çağırdı ve; “8 numara bana ‘Şortun çok yakışmış.’ dedi.” diye şikâyette bulundu. Orta hakem de o futbolcuyu oyundan attı. Çünkü, yan hakem, bayandı...
Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük otomobil yarışçısı ile Türkiye’nin en önemli otomobil yarışçısının ilginç bir benzerliği oldu:
İkisi de spor hayatlarında hiçbir sıradan sürücünün aşamayacağı virajları aştılar, sürat yaptılar, herkesi geçtiler. Ama ikisi de, sonunda pis ve basit birer trafik kazasında öldüler!
Afrika’da bir futbol maçında sahaya yıldırım düştü; sahadaki bir takımın oyuncuları hasarsız kurtulurken, diğer takımın tamamı öldü.
Şimdilerde acımasız yorumlarıyla meslektaşlarını eleştiren bir eski hakem, bir maçta aynı oyuncunun attığı 3 golü de iptal edince, futbolcular kuşkuya kapıldı. 3 golü iptal edilen futbolcu, 4’üncüyü ceza sahasının dışından müthiş bir vuruşla ağlara gönderip, hakemin yanına gelip; “Bunu da iptal etsene hoca!” dedi. Bugünlerde, “Sahada hakem kendisini futbolcuya ezdirmemeli.” sözünü ağzına sakız etmiş hakem, o gün fena ezildi.
En zor spor branşlarından birisi olan maratonu birinci sırada bitirdi ama madalyası iptal edildi. Çünkü 42 kilometrelik parkurun yarısını, kendisine tıpa tıp benzeyen ikizi koşmuştu. Diğer atletler 42, onlar 21’er kilometre koşmuş, fakat saati biri sağ, biri de sol koluna takınca ve kamera görüntüleriyle durum tesbit edilince...
Sadık Söztutan
Türkiye Gazetesi
Çocuk Dergisi çocuğunuzun en yakın dostudur
GÜNÜN TARİHİ - İZMİR’İN KURTULUŞU
Yunanistan, Avrupa devletlerinin teşviki ile 15 Mayıs 1919’da İzmir’i işgal edip, Ankara’ya kadar yaklaştı. Bu tarihten sonra, yurdun her köşesinde teşkilâtlar kurularak, düşmana karşı mücadeleye başlandı. 3 yıl 3 ay 25 gün süren acılı günlerden sonra, 26 Ağustos’ta başlayan Büyük Taarruz sonunda 9 Eylül 1922 sabahı, Fahrettin (Altay) Paşanın komutasındaki Türk süvarileri şehre girdikleri zaman İzmir’i ateşe verilmiş, yanar hâlde buldular. İzmirliler, yine de sevinçliydi. Çünkü düşman işgalinden kurtulmuşlardı.
Yunanlıların bir kısmı buldukları gemilerle Yunanistan’a dönerken, çoğu da Ege Denizi’nde boğuldu.
Uluslararası Kamerî Aybaşları ve Hicrî Takvîm Birliği Kongresi 28 - 30 MAYIS 2016 / İSTANBUL - TÜRKİYE