TARİH - GEÇMİŞ ZAMAN OLUR Kİ
ECDÂT NESLİNE HÜRMET
Merhum Başbakan Adnan Menderes, 1950’li yılların birinde, gece yarısı cennetmekân Sultan Abdülhamid Hân’ın muhterem kerimeleri Ayşe Osmanoğlu ile annesi Müşfika Kadınefendi’nin kaldığı eve gelip, ellerini öptükten sonra;
“Siz bize velinîmetlerimizin emânetlerisiniz. Fakat maalesef sizlerle bugüne kadar alâkadar olamadım. Çok özür dilerim. Çevremiz böyle tavırları hazmedemeyecek insanlarla dolu... “ diyerek, Osmanlı’nın bu aziz analarına, kimseye muhtaç olmamaları için, içinde 10 000 lira bulunan bir zarf bırakıp, ayrıca örtülü ödenekten maaş bağlamıştır. Bu maaş 27 Mayıs 1960’dan sonra kesilmiştir.
Kadir Mısıroğlu (Geçmiş Günü Anarken, s. 132)
DİNDEN BAHSETMEK YASAK
1945 yılında Matbuat Umum Müdür Muavini İzzettin Nişbay, dönemin gazetelerinde tek tük dînî muhtevalı yazıların çıkması üzerine İstanbul gazetelerine şöyle bir tamim göndermiştir:
“Gazetelerinizin son günlerdeki neşriyatı arasında dinden bahseden bazı yazı mütalaa, ima ve temsillere rastlanılmaktadır. Bundan sonra din mevzuu üzerindeki gerek tarihi, gerek temsili ve gerekse mütalaa kabilinden olan her türlü makale, fıkra ve tefrikanın neşrinden kaçınılması ve başlanmış olan bu gibi tefrikaların en geç 10 gün içinde nihayetlendirilmesi....”
(Sur Dergisi s. 10)
ZEKÂ BULMACASI - ÜÇ KUTU
X İdamlık bir mahkûmun önüne sarı, kırmızı ve mavi renkli 3 kutu konur ve denir ki:
“Kutuların üzerindeki yazılar yanlış. Birinde altın anahtar var, onu bulursan kurtulacaksın.”
Kırmızı üzerinde; “Altın anahtar burada”, mavinin üzerinde; “Sarı kutu boş”, sarının üzerinde “Burada yılan var” yazıları vardır. Bu mahkûma yardım edebilir misiniz?
(Cevabı yarın)
Uluslararası Kamerî Aybaşları ve Hicrî Takvîm Birliği Kongresi 28 - 30 MAYIS 2016 / İSTANBUL - TÜRKİYE