İslâmiyet üç kısımdır: İlim, amel ve ihlâs. Dinimiz, önce ilim öğrenmeyi, sonra öğrendiklerine uygun iş ve ibâdet yapılmasını ve bütün bunların da Allah rızası için olmasını emrediyor. Bu üçüne kavuşan kimse, İslâmiyete kavuşmuş olur. Bir kimse, İslâmiyete kavuşunca, Allahü teâlâ, ondan râzı olur. Allahü teâlânın râzı olması, sevmesi de, bütün dünya ve ahiret saadetlerinin en üstünü ve kıymetlisi olduğunu, Kurân-ı kerîm haber vermektedir.

O hâlde, islâmiyet; dünya ve ahiretteki bütün saadetleri ele geçirten bir sermayedir. İslâmiyetin dışında aranılacak, imrenilecek hiçbir iyilik yoktur. Bütün insanların, dünya ve ahiret iyiliklerine, rahat ve huzura kavuşması için birinci lâzım olan şey, doğru bir iman sahibi olmasıdır. Bunun için herkesin, kalbini yanlış inançlardan ve şüphelerden kurtarmaya çalışması şarttır.

Lowa Üniversitesinden Dr. Adams ve ekibince yapılan araştırmada, elma kabuğunda bulunan ursolik asidin, yağları eritme ve kas geliştirme özelliği sayesinde daha ince bir vücuda kavuşulmasına yardımcı olabileceği tespit edildi.

Fareler üzerinde yapılan deneylerde elmanın kas yapımını %15 artırdığı, vücut yağlarını da yarıdan fazla azalttığı belirlendi. Ursolik asidin farelerde kas yoğunluğunu artırmasına rağmen, toplam vücut ağırlığını artırmadığı tespit edildi.

Ancak elmanın faydaları bununla bitmiyor. Düzenli elma yemek; kan şekerini, kolesterolü ve zararlı yağ asitlerinin seviyesini azaltıyor.
Dr. Adams; elmanın özellikle, zamanla kasları azalan yaşlılar için faydalı olduğunu, atropi adlı bu hastalığın çoğu insanı ha-yatının bir döneminde, “bir hastalık esnasında veya yaşlılıkta” etkilediğini ve ilâcının da olmadığını kaydetti. Atropiye mani olabilecek kimyasalların da özellikle elma kabuğunda yoğun olduğunu bildirdi. (AA)