Untitled Document

TARİH - GECE YAPILAN İSTİŞARE

Taht odasında, bir süre dolaşıp tahtına oturdu.

Yâ Rabbi!.. Ne kadar da yakışıyordu.Yaşı belki yirminin birazcık üstündeydi. Ama yüzündeki asalet, alnındaki nur, gözlerindeki eşsiz zekâ pırıltılarıyla o bir ihtişam âbidesiydi...

Kaftanının cebinden eksik etmediği haritayı çıkardı. Uzun uzun, sanki yeni görüyormuş gibi inceledi.  Dalıp gitti...

Neden sonra, kağıttan ayırdı gözlerini, karşıda bir noktaya dikti. Düşüncelere daldı. Şüphesiz, kendisi gibi düşünceleri de muhteşemdi...

Birden, ani bir kararla dışarı seslendi. İçeri giren görevliye: “Tez bana sadrâzamı çağırın!..” diye emretti.
Vakit gece yarısını çoktan geçmişti. Görevli, saygıyla dışarı çıkıp, kapıyı kapattı.

Henüz daldığı uykusundan Padişah emriyle uyandırılan ihtiyar vezir, bir an sonunun geldiğini düşündü. Aceleyle abdest alıp giyindi. Çevresinde endişeyle bakan ev halkına döndü:

“Hakkınızı helâl ediniz!” diye gülümsedi. “Gecenin bu vaktinde Padişah tarafından yapılan çağrı ne ola ki... Allahın dediği olur. Varalım görelim. Takdir-i İlâhi ne ise o tecelli edecektir. Duâ etmekten başka bir şey yoktur. Haydin Allaha ısmarladık...”

Az sonra, Besmele ile taht odasının kapısını açan Sadrazam, genç padişahın mütebessim çehresiyle biraz ferahladı. Karşısında Sadrazamını bulan Padişah, bu ihtiyar vezirini, tahtından kalkarak karşıladı. Veziri biraz çekingen görünce;

“Ne o?” diye sordu. “Babamızın veziri neden bizden uzak durur?..”

İhtiyar vezir, ellerini önünde kavuşturmuş olarak yürürken, titreyen sesiyle cevap verdi:

“Merhum babanızın ve dahi zât-ı devletlülerinin veziri ve hizmetkârıyız. Lâkin endişemiz vardır. Elbette karar şevketlûmündür...”

Elini Çandarlı Halil Paşa’nın omuzuna koyan padişah Fatih Sultan Mehmed Hân, sevgiyle karışık bir saygıyla gülümsedi:

“Muradımız, Konstantiniyye için meşverettir. O Konstantiniyye ki, gecenin bu vaktinde bile aklımızdan çıkmıyor...”

Orta Çağ’ın karanlık gecelerinde avize ışıklarıyla parlayan bu düşünce, 29 Mayıs sabahı İstanbul'un alınması ile Yeni Çağ’ın aydınlık sabahına bir güneş gibi parlıyordu...



Erkek : Şerif - Kız : Şaziye  Yemek : Sütlü çorba, Izgara Köfte, Piyaz, Üzüm



Featured Image 01