SOHBET - İMÂM-I RABBÂNÎ’NİN BİR MEKTUBU (1)
Kıymetli oğlum! Biz kuluz. Sahibimizin emrindeyiz. Başı boş değiliz. Her istediğimizi yapmaya serbest değiliz. İyi düşünelim! Uzağı gören akıl sahibi olalım! Kıyamet günü utanmaktan, pişman olmaktan başka, ele birşey geçmez. Gençlik çağı, kazanç zamanıdır. Mert olan, bu vaktin kıymetini bilip, elden kaçırmaz. İhtiyarlık herkese nasip olmaz. Nasip olsa da, rahat, elverişli vakit ele geçmez. Vakit de bulunsa, kuvvetsizlik, hâlsizlik zamanında, yarar iş yapılamaz. Bugün, her vaziyet elverişli iken, ananın babanın varlığı büyük nimet iken, geçim derdi olmayıp fırsat elde iken, güç kuvvet yerinde iken, hangi özür ile, hangi sebeple, bugünün işi yarına bırakılabilir? Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem”, “Yarın yaparım diyen helâk oldu, ziyan etti.” buyurdu. Eğer dünya işlerini yarına bırakırsak ve bugün hep ahiret işlerini yaparsak güzel olur. Fakat, bunun aksini yaparsak çok çirkin olur.
Gençlik zamanında, insanı üç din düşmanı olan, nefs, şeytan ve kötü insanlar aldatmaya uğraşmaktadır. Bunlar karşısında az bir ibâdet pek kıymetli olur. İhtiyarlıkta yapılan, bundan katkat fazla ibâdetlerin bu kadar kıymeti olmaz. Düşman hücum ettiği zaman, askerin ufak bir hareketi, çok kıymetli olur. Sulh zamanında yapılan büyük talimlerin, manevraların, bu kadar kıymeti olmaz.
Oğlum! Bütün varlıkların hülasası, özü olan insan, eğlence için, oyun için, yiyip içmek, gezmek, yatmak, keyf sürmek için yaratılmadı. Kulluk vazifelerini yapmak için, Rabbine itaat, tevâzu, kuvvetsizliğini, ihtiyacını göstermek, O’na sığınmak ve yalvarmak için yaratıldı. Muhammed aleyhisselâmın bildirdiği ibâdetlerin hepsi, insanlara faydalı şeylerdir. İnsanlara yaradığı için emir edilmiştir. (Devamı yarın)
Uluslararası Kamerî Aybaşları ve Hicrî Takvîm Birliği Kongresi 28 - 30 MAYIS 2016 / İSTANBUL - TÜRKİYE