TARİH - İNGİLİZ CASUSU'NUN İTİRAFLARI (1)
1710’da Müstemlekeler Bakanı beni, Müslümanları parçalamak için gerekli ve yeterli bilgileri toplamak ve casusluk yapmak üzere, Mısır, Irak, Hicaz ve İstanbul’a gönderdi. Lâzım olabilecek para, bilgi ve haritanın yanında bir de, devlet adamlarının, âlim ve kabîle reislerinin isimlerini ihtiva eden birer fihrist verildi. Asıl vazifemin yanında, orada Türkçe’yi öğrenmem gerekiyordu. Londra’da epeyce, Türkçe, Arapça ve Farsça öğrenmiştim. Ben İslâmiyetin hilâfet merkezi olan İstanbul’a doğru, denizden yola çıktım. İsmimin Muhammed olduğunu söyledim ve câmiye gitmeye başladım. Her ay bakanlığa rapor gönderiyordum. Türkçe’yi, Arapça’yı ve Kur’ân-ı kerîmi ve şeriati çok iyi öğrenmiştim. Memleketime döndüğümde, bana iki vazîfe daha verdiler:
1-Müslümanların zayıf taraflarını öğren!
2-Onların arasını aç, birbirine düşür ve madalyanı al!
Evlendim ve 6 ay orada kaldım. Irak’a gitmem için emir geldi. Basra şehrine geldim. Orada ilk defa şiileri tanıdım. Sünnîler arasındaki ihtilâflarını şiddetlendirebilirsem, İngiltere’ye en büyük hizmeti yapacaktım. Biz İngilizler, refah ve saadet içinde yaşamamız için, bütün devletlerde fitne ve tefrika çıkarmak zorundayız. Osmanlı Devleti’ni ancak böyle fitnelerle yıkabiliriz. Bütün vazifem, halkı idarecilere karşı isyana sevketmektir. Orada şii bir marangozun yanında iş buldum.
Orada da Farsça öğrenmeye başladım. Bu dükkâna ara-sıra ilim talebesi kıyâfetinde, Arapça, Türkçe ve Farsça bilen Muhammed bin Abdülvehhâb Necdî adında bir delikanlı uğruyordu. Bu delikanlı son derece yüksekten konuşan ve gayet asabî biri idi. Osmanlı Devletini çok tenkit ettiği hâlde, İran Devleti’ne birşey demezdi. Necdli Muhammed, sünnîlerin 4 mezhebinden birine tâbi olmaya bir sebep görmüyordu. Bu husustaki âyet-i kerîmeleri görmemezlikten geliyor ve hadîs-i şerîflere ehemmiyet vermiyordu. Aradığımı Necdli Muhammed’de bulmuştum. Zira, âlimlere saygısızlığı, 4 halîfeye ehemmiyet vermeyişi ile, Kur’ân-ı kerîmi ve sünneti anlama hususunda müstakil bir görüşe sahip oluşu, onu elde etmek için, en zayıf noktalarındandı.
(Devamı yarın)
Uluslararası Kamerî Aybaşları ve Hicrî Takvîm Birliği Kongresi 28 - 30 MAYIS 2016 / İSTANBUL - TÜRKİYE