Untitled Document

MAKALE - ELVEDA EY RAMAZAN

Dün gece odamın penceresinden minarelerdeki ‘Elveda!’ seslerini dinlerken birdenbire çocukluğumun Ramazan sonlarına doğru gönlümü kaplayan o eski hüznüne düştüm ve ondan sonra gençliğimin, gençliğimizin ilk devresini teşkil eden o kıymetsiz, o âdi ve kaba yılları hatırladım. “Çocukluğumdan bu son Ramazan’a kadar geçen zaman zarfında dünyaya ve ahirete lâyık ne yaptık, ne işledik?” diye kendi kendime sordum. Arkamızda bıraktığımız bu uzun yolda şüpheden, tereddütten, yeis ve elemden, tatmin edilmemiş iştahlardan ve bir sürü küfür ve boş şeylerden başka ne var? Bugüne kadar bütün ömrümüzün hulâsâ-i mânâsı hep fitne ve nifak değil midir?

Elveda ey Ramazan, elveda! Asır bizi aldattı, sen bize küstün. Hâlimiz ne olacak? Nerede şifa, nerede gufrân bulacağız? Bu yıl milyonlarca Müslümanın gözlerinden çeşmelerden akan sular gibi yaşlar boşanıyor. Senelerden beri çeşmelerden akan sular gibi milyonlarca Müslümanın damarlarından oluk oluk kanlar aktı. Bu yaşlar, bu kanlar günahlarımızı silmeye kâfi gelir mi?..

Yakup Kadri Karaosmanoğlu (İkdam Gazetesi 14 Haziran 1920)

ŞİİR - BARIŞALIM BAYRAM GÜNÜ

Mavilikler kararmadan,
Yeşillikler sararmadan,
Vakit fazla daralmadan,
Barışalım bayram günü.
       İnsan düşe kalka gider,
       Birgün olur ömür biter,
       Bu dargınlık artık yeter,
       Barışalım bayram günü.
Ne servetler, ne makamlar,
Nice saray nice hanlar,
İnsanoğlu pek geç anlar,
Barışalım bayram günü.

Güzel huydan tatlı dilden,

Hepsi gider birgün elden,
Seslenirim tâ gönülden,
Barışalım bayram günü.
       Siyah saçlar dökülmeden,
       Selvi boylar bükülmeden,
       Mezar taşı dikilmeden,
       Barışalım bayram günü.
Böyle günler fırsat bize,
Lüzum var mı fazla söze?
Kutlu olsun hepimize,
Barışalım bayram günü.



Erkek : Turgut - Kız : Amine  - Yemek : Sütlü çorba, Mantı, Kabak tatlısı

Featured Image 01