MENKIBE - HALLÂC-I MENSÛR
Pek çoktu ibâbeti yüksek idi himmeti,
Duyuldu halk içinde sayısız kerâmeti.
Şu sebepten kendine, (Hallâc) denilmişti ki,
Birgün "Pamuk atıcı", bir dostuna gitmişti.
Dostunun dükkanında, otururken, bir ara,
Parmağıyla işaret etmişti pamuklara.
Bir anda pamuk ile çekirdek ayrılmıştı,
Arkadaşı gelince, hayretten şaşırmıştı.
Birgün 400 kişiyle, hacca sefer yaptılar,
Sahrada bir aralık, yiyeceksiz kaldılar.
Huzuruna gelerek, dediler: (Efendimiz,
Kelle kebabı olsa, yesek şimdi hepimiz.)
O anda eli ile, uzanıp arkalara,
Bir kelle iki pide alıp verdi onlara.
İkincide uzanıp, bir daha arkasına,
Bir kebap daha alıp, verdi bir başkasına.
Aldı her defasında, iki pide bir kelle,
Dörtyüz kişi yiyerek doydular böylelikle.
Doyunca dediler ki, Mensûr'a o zaman da,
(Taze hurma olsaydı, yerdik şimdi ondan da.)
Kalktı ve buyurdu ki: (Hurma mı istersiniz?
Geliniz, öyle ise, beni sikleleyiniz!)
(Peki efendim.) deyip bu emrini yaptılar,
Onlar silkeledikçe, dökülürdü hurmalar.
Öyle çok döküldü ki, taze hurma o yerde,
Dörtyüz kişi yediler bitmemişdi yine de.
Uluslararası Kamerî Aybaşları ve Hicrî Takvîm Birliği Kongresi 28 - 30 MAYIS 2016 / İSTANBUL - TÜRKİYE