Bal: Pek çok hastalığa şifâ olan bal, kuvvet ve canlılık verir. Nekâhet döneminde hastanın çabucak ayağa kalkmasına yardım eder. Kansızlığa ve zayıflığa iyi gelir. Çocuklarda bağırsakları yumuşatan bal, kabızlığı da giderir.

Domates: Vitamin deposudur. A vitamini bakımından çok zengindir. Ancak, böbreklerinde taş ve kum olanların fazla yememeleri gerekir.

Dereotu: Yemek ve salatalarda, iştah açıp, kuvvet ve çeviklik kazandırır. Bağırsak gazlarını giderip hazmı kolaylaştırır.

Ebegümeci: Çiçekleri yahut kökü kaynatıp içilince, göğsü yumuşatıp öksürüğü keser. Nezle ve bronşiti giderir.

Nane: İştah açıp ferahlık verir. Sindirim sistemini de düzene sokar. Limonla kaynatılıp içilince, mide bulantısına ve ishâle iyi gelir.

Kabak: Kabak çekirdekleri, çocuklara 40 gr, büyüklere 100 gr yedirildiğinde tenya ve bağırsak kurtlarının dışarı atılmasını sağlar.

Adaçayı: Sindirim sistemi bozukluklarına, mide-bağırsak zayıflığına iyi gelir. Göğsü yumuşatır. İdrar söktürür, haşlanarak kullanılırsa hazmı kolaylaştırır.

Bakla: İlâç olarak kullanılan baklanın çiçeği de çay gibi haşlanıp içilebilir. İdrar söktürücü özelliğinin yanı sıra, vücuttaki zehirleri atan bakla çiçeği, böbreklerinde taş olanlar için de, çok faydalı bir ilâçtır.

Ahududu: Taze ve olgun iken çok şifalıdır. Vücuttaki toksinleri dışarı atıp, kanı temizler. Ayrıca çiçeği kaynatıldığı takdirde hem göz, hem bâdemcik iltihaplarını tedâvi eder.

   Bir okulda kompozisyon yarışması açılmıştı. Yarışmaya birçok öğrenci katıldı. Yarışmanın konusu “Bana arkadaşının kim olduğunu söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim.” sözünün açıklaması idi.
  Bir öğrenci kâğıdına şunları yazdı:
  “Benim arkadaşım Sarı Çizmeli Mehmet Ağa’dır. Bilin bakalım ben kimim?”