Türkiye Cumhuriyeti'nin 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Orta Asya'ya yaptığı geziden döndükten sonra, 17 Nisan 1993'te kalp krizi neticesinde vefât etti. Vefâtı, hem iç, hem de dış dünyada büyük bir üzüntüye sebep oldu. Cenâze namazı, önce Ankara Kocatepe Câmii'nde büyük bir kalabalıkla kılındıktan sonra, 22.4.1993 Perşembe günü de, İstanbul, Fâtih Câmii'nde kılındı. Menderes'in Anıt Mezârı'nın batısında yapılan kabre defnedildi. Cenâzesine 1 milyondan fazla bir kalabalık katılmıştır. Kabri, 17.4.1998'de Anıtmezar hâline getirildi.

BİR HÂTIRA

Turgut Özal Cumhurbaşkanlığı zamanında Ankara'da bir bilgisayar fuarına katılır. Standlar arasında dolaşırken kıvrak zekâlı bir genç dikkatini çeker. Tanışırlar.

Delikanlı Ortadoğu Teknik Üniversitesinde okumakta ve bilgisayar programları pazarlamaktadır. O gece gencin kapısı çalınır, evin önünde resmi bir araç vardır. Kibar bir ses; "Müsâitseniz der,Cumhurbaşkanımız Çankaya Köşkü'ne sizi bekliyorlar." Çocuk disketlerini koltuğunun altına sıkıştırır, arabaya biner. Çankaya'ya vardıklarında gecenin saat ikisidir. Turgut Özal'la sabaha kadar yeni programlar üzerine konuşurlar. Öyle ki, ta kahvaltıyı bile birlikte yaparlar. Cumhurbaşkanı gencin gönlünü hoş eder, evine kadar bıraktırır.

Turgut Özal'ın vefât ettiği gün delikanlı ağlayarak şöyle der:
"Türkiye çok şey kaybedecek. Tâ ki, gece yarıları isimsiz gençlerle bilgisayardan konuşacak bir Cumhurbaşkanı gelinceye kadar." 

Türkiye Gazetesi 16.04.1999