Untitled Document

ŞİİR - ŞEHİT MEHMETCİKLER

Edirnekapı’nın Şehitliğinde,
Göğsüme ay-yıldız taktım ağladım.
Kabirlerin arasında dolaştım,
Yazılara baktım baktım ağladım. 

Kimisi fidandır, kimisi çınar,
Yaraları hâlâ sızılar, kanar,
Mermere dokunsan, ellerin yanar,
Sarıldım, bağrımı yaktım ağladım.

Her taşta bir bayrak açmış gül gibi,
Târih hayâlimden geçti yel gibi,
Hiç durmadan kan dökmüşüm göl gibi,
Başımı önüme yıktım ağladım. 

Cennetteki ervâh ile görüştüm,
Kutlu menzillere doğru yarıştım,
Gözyaşımın ırmağına karıştım,
Hüzün deryâsına aktım ağladım.

Tekbirler ağarken mâvi göklere,
Dünya ellerimde oldu bir küre,
Bu nasıl hâl, sığamadım bir yere?
Yeter artık deyip, baktım ağladım.

Yazık olsun “uygar” denen bu çağa,
Nice yiğidimi kardı toprağa,
Mehmedim’e kurşun atan alçağa,
Yumruğumu sıktım sıktım ağladım


                                Dilâver Cebeci

FIKRA - NEREDEN BİLDİN

   Bir avcı, evine gelen avcı misâfirlerine eski bir ayı postunu göstererek der ki:
  - Bu ayıyı, Bolu ormanlarında vurmuştum.
  Misâfirlerden biri, bu palavraya inanmayıp, sorar:
  - Nasıl olur. Bu kutup ayısıdır, Bolu’da bulunmaz.
  Avcı gülümseyerek cevap verir:
  - Kardeşim ayı bu. Buranın kutuplar olmadığını, Bolu ormanları olduğunu nereden bilsin?

   DÜNKÜ CEVAP: İkiz değiller, çünkü üçüzdürler.



Erkek : Nadir - Kız : Nadire  - Yemek : Yoğurtlu bakla, Ciğer Yahni, Lokma tatlısı



Featured Image 01