İran Şâh’ı, Sultan II. Selîm Hân’ın pâdişahlığını tebrik etmek için Edirne’ye Şah Kulu adında bir elçi gönderir.Şâh Kulu, büyük bir hediye kervanı ile Edirne’ye yaklaşırken, Pâdişahın emri ileŞemsi Paşa da, tertipli ve güzel giyinmiş küçük bir ordu ile onu uzaktan karşılamaya çıkar. Şâh Kulu, Osmanlı askerinin ihtişâmını çekemez ve Şemsi Paşa’ya der ki:

- Uzaktan askerinizi gelin alayına benzettim.
Şemsi Paşa da taşı gediğine koyarak şu cevâbı verir:
- Evet, haklısınız. Çaldıran’da da gelin almaya gelen işte bu askerdi.

Anne, çocuk için paylaşılamaz, değerli bir varlıktır. Annenin sevgisini kaybetme korkusu, kardeşler arasında kıskançlığa sebep olabilir.

Kardeşini kıskanıyor diye çocuk suçlanamaz! Bu duygunun tabiî olduğunu bilen anne-babalar, kıskançlığın devam edip gitmesine mâni olabilirler. Çocuğun en belli korkusu, çevresindekilerin ona olan ilgi ve sevgisinin azalmasıdır. Annenin sevgisini kaybetmediğini gören çocuk zamanla yatışır. Ama kardeşine karşı hissettikleri hemen değişmez.

Kardeşini sevmek zorundaymış gibi davranmalı ama, onu sevmenin çok tabiî olduğunu, tatlı tatlı konuşarak iknâ etmelidir.

Kıskançlığın baş sebebi, çocuğun kendine olan güven duygusunu kaybetmesi olduğuna göre, tedâvisi de bu güven duygusunu ona yeniden kazandırmaktır.