SOHBET - KOMŞU HAKKI
Dînimizin üzerinde durduğu en önemli konulardan biri de, komşu haklarıdır. Allahü teâlâ, Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyuruyor ki:
“Yakın komşuya, uzak komşuya, yanındaki arkadaşa, yolda kalmışa ve emriniz altında bulunan kimselere iyilik edin!”
Komşu hakkını son derece gözetmek, el ile ve dil ile komşulara ezâ edecek, sıkıntı verecek bir harekette bulunmamak, dinimizin emrettiği önemli bir vazîfedir.
Birgün Hazret-i Âişe vâlidemiz, Peygamber efendimize sordu:
- Ey Allahın Resûlü! İki komşum var. Önce hangisine yardım edeyim?
Peygamber efendimiz de şöyle buyurdu:
“ Kapısı yakın olandan başla!”
Komşuluk, insanları ve âileleri birbirine bağlayan mânevî bir bağdır. Asrımızda çeşitli işlerimizden dolayı, hemen hemen her gün yüz yüze bakarız. Bu sebepledir ki, atalarımız; “Ev alma, komşu al!” diyerek, iyi komşular edinmemizi tavsiye etmişlerdir.
İnsan, kendi malını, canını ve nâmusunu nasıl korursa, komşusunun malını, canını, iffet ve nâmusunu da öylece koruması ve onların haklarına riâyet etmesi lâzımdır.
Komşunun komşu üzerinde 10 hakkı vardır:
-
Çağırınca dâvetine gitmek.
-
Yardım isterse, yardım etmek.
-
Hastalanınca ziyâretine gitmek.
-
Borç istediği zaman borç vermek.
-
Sevinçli günlerinde, sevincine ortak olmak.
-
Ondan gelecek bütün sıkıntılara katlanmak.
-
Onunla kavga ve münâkaşa etmemek ve iyi geçinmek.
-
Başına bir belâ gelirse, teselli etmek ve üzüntüsünü paylaşmak.
-
Ölünce cenâzesine gitmek ve defin işleriyle meşgul olmak.
-
Yolculuğa çıktığı zaman, evini ve ev halkını kollayıp gözetmek.
DÜNKÜ CEVAP
7 kibrit vardı. (Başta y kibrit olsun. [(2y-8)x2-8]x2-8=0 denklemi çözülürse y=7 bulunur.)
KISSADAN HİSSE - ARSLANLA KURT
Arslanla kurt arkadaş olmuşlar. Açlıktan kıvrandıkları birgün bir at görmüşler. Arslan kurda dönüp, “Gözlerim kızardı mı?” diye sormuş. Kurt bakmış, arslanın gözleri kan çanağı gibi, “Evet” demiş. Arkasından sıra ile sormuş; “Kuyruğum dik mi?” “Tüylerim diken diken oldu mu?” Hepsine “Evet” cevâbını alır almaz, yıldırım gibi atın üzerine saldırıp, pençelerini atın boynuna saplamış ve birkaç sâniyede cansız yere devirmiş. İki kafadar kendilerine iyi bir ziyâfet çekmişler.
Zaman geçmiş. Kurt bu sefer tilkiyle dolaşırken çok acıkmış. Yine bir at görünce kurt tilkiye sormuş: “Gözlerim kızardı mı?” Tilki, kızarıklık göremeyince, “Hayır” demiş. Kurt öfkelenip “Kızardı de!” diye kızmış. Tilki çâresiz, “Kızardı” demiş “Kuyruğum dik mi?” “Tüylerim diken diken oldu mu?” sorularına mecbûren “Evet” demiş. Mârifetini tilkinin “evet”inde olduğunu sanan kurt, atın üzerine atılır atılmaz, sıkı bir çifte yemiş ve tilkinin önüne pestil gibi serilmiş. Cansız yerde yatan kurda bakan tilki, “Şimdi” demiş; “Gözlerin kızardı, kuyruğun dikildi ve tüylerin diken diken oldu!”
Erkek : Sezai - Kız : Saide - Yemek : Kereviz çorbası, Lahana Sarması, Revani
Uluslararası Kamerî Aybaşları ve Hicrî Takvîm Birliği Kongresi 28 - 30 MAYIS 2016 / İSTANBUL - TÜRKİYE