Untitled Document

MAKALE - BATILI AYDINLAR VE İSLÂMİYET

On sene kadar önce birgün, Batı’nın sanat, edebiyat ve siyâset çevrelerinde bir bomba patladı: “Roger Garaudy İslâmı seçti!” Haber ajanslarının telekslerinde dünyâya ulaşan bu haberle, Rusya’ya müthiş sarsıldı. Çünkü Kremlin, Fransa’daki komünistlerin en büyük akıl hocasını kaybetmişti. Garaudy cok tanınan bir bilim adamı idi. O yıllarda Marksizm onun kaleminden yayılıyordu.

Bakın Roger Garaudy ne diyor:

“İslâm, çağları arkasında sürükleyen bir dindir. Diğer dinler ise, çağların arkasında sürüklendi. Yâni, İslâm dışındaki bütün dinler zamana uyduruldu. Reforma tâbi tutuldu. Mukaddes kitaplar zamana göre tahrif edildi. Kur’ân-ı kerîm ise, indirildiği günden beri hep zamana hükmetti. O, zamanı değil, zaman onu izledi. Zaman yaşlandıkça o gençleşti. Bu, çağlarüstü bir olaydır. Bugüne kadar, bunca savaşların bıraktığı korkunç, sosyal, siyâsî ve ekonomik sarsıntılardan daha büyük bir olaydır. İslâm, materyalizme de, pozitivistlerin görüşüne de, ekzistansiyalistlere de hâkimdir. Fakat bunlardan hiçbiri, İslâma hâkim değildir.

İslâmın büyük Peygamberi; “Yarın ölecekmiş gibi âhirete, hiç ölmeyecekmiş gibi, dünyâya çalışın!” derken, her şeyi anlatmıştır. İslâm hem maddeye, hem de mânâya hükmetmiştir. Öyle ise, bunların ikisi birbirinden koparılamaz. Nasıl koparılabilir ki, İslâm; “İlim Çin’de de olsa gidip bulunuz!” “İlim ve fen mü’minin kaybolmuş malıdır, ara ve bul.” diyor. İlmin ve çalışmanın burada sınırı yoktur. İslâm, dünyâyı sarsan bu iki olaya sınır koymadığına göre, dünyâyı sarsmıştır.”

FIKRA - BABAN GELİR

Küçük çocugunu akşam yatağına yatırıp üzerini örten annesi, ona şöyle tenbih eder: “Güzel güzel uyu yavrum... Gece eğer korkarsan, “Anne!” diye çağır. O zaman hemen baban gelir...”



Erkek : Recep - Kız : Hüsniye  - Yemek : Sütlü çorba, Taze fasulye, Pilav, Üzüm



Featured Image 01