HATIRA............................. SİLAHINI BIRAKMAYAN ŞEHİT
1996 yılında Bingöl kırsalında 26 askeriyle birlikte şehit düşen asteğmen Sunay Civan’ın naaşı silahını bırakmayınca; silahıyla beraber morga kaldırılmak zorunda kalınmıştı. Morga gelen silah arkadaşları da kenetlenmiş parmaklarını açmayı başaramadılar ve silahı alamadılar. Ama şehit asteğmenin komutanı morga gelip; "Asker görev bitti!" deyince gevşeyen parmaklarının arasından silahı alınabilmişti.
H H H
Şehit Komando er Kerim Oruç’un da aralarında bulunduğu asteğmen Sunay Civan’ın komutasındaki 27 kişilik komando timi 7 Nisan 1996 tarihinde teröristlerce pusuya düşürüldü. Son mermisi bitene kadar mücadeleye devam eden er Kerim Oruç, süngüsünü takıp göğüs göğüse çarpışarak o da şehit düştü.
Oğlunun şehit olacağını daha askere gitmeden sezdiğini ifade eden baba Ramazan Oruç; “Kerim’in dayısına; ‘Göreceksin dayıcığım, al bayrağa sarılı tabutum gelecek. Bakalım o zaman kiminle şakalaşacaksın.’ dedi. Abisinin düğünü için izne geldiğinde kendisine yeni elbise alınmak istendiğinde; ‘Elbiseyi kim giyecek? Nasılsa şehit olarak döneceğim. Artık elbise lâzım değil.’ dedi. “Oğlumun şehit olmasıyla gurur duydum. Vatan için diğer iki oğlumu da vermeye hazırım. Yeter ki bu topraklar bölünmesin. Komutanlarımız bizimle sürekli ilgileniyorlar. Devletimiz bizi yalnız bırakmadı. Hepsine teşekkür ediyorum.”
ZEKÂ BULMACASI........................ÂLİM
Eski çağlarda yaşayan bir âlim dâima gerçekleri söylediğinden kralı kızdırır. Kral âlime ölüm cezası verir ve ölmeden önce âlimin zekâsıyla alay etmek için ona şöyle der:
“Ölmeden önce son bir cümle söylemene izin vereceğim. Bu söylediğin cümle doğru çıkarsa başın kesilecek, yalan çıkarsa asılacaksın."
Âlim derhâl bir cümle söyler ve her iki ölümden de kurtulur. Acaba bu âlim ne demiştir?
(Cevabı yarın)
Erkek: Cemil - Kız: Cemile - Yemek: Sebze çorbası, Izgara köfte, Salata.