Untitled Document

SOHBET.............. ANNE HAKKI

Dün­ya­da bir in­san için, an­ne hak­kın­dan da­ha ehem­mi­yet­li bir hak yok­tur. Dü­şün­me­li ki an­ne, ço­cu­ğu­nu 9 ay kar­nın­da ta­şı­yor. Onu ken­di ka­nıy­la bes­li­yor. Bü­yük bir ız­dı­rap, bü­yük bir he­ye­can­la onu dün­ya­ya ge­ti­ri­yor. Be­bek iken, onun için ay­lar­ca uy­ku­suz ka­lı­yor. Ken­di sü­tü ile bes­li­yor. Son­ra, onun her yaş­ta­ki ya­ra­maz­lık­la­rı­nı çe­ki­yor.
Bu zah­met­ler pa­ra ile, men­fa­at ile olur iş­ler de­ğil­dir. Bu zah­met­le­re an­ne, an­cak Al­la­hü te­âlâ­nın ver­di­ği şef­kat duy­gu­suy­la ta­ham­mül ede­bi­li­yor. Bu bü­yük zah­met kar­şı­sın­da, ço­cu­ğun an­ne­si­ne ne­ler borç­lu ol­du­ğu mey­dan­da­dır. Çok za­man ço­cuk, an­ne­si­nin hak­kı­nı öde­ye­cek za­ma­nı ve im­kâ­nı bu­la­mı­yor. An­ne­si­ne is­yan­kâr olan bir ço­cuk, ar­tık bir asi, bir eş­kı­ya­dan fark­sız bir in­san de­mek­tir. Bu ço­cu­ğun bü­yü­dük­ten son­ra, an­ne­si­ni din­le­me­me­si, onu üz­me­si, ona ezi­yet et­me­si, in­sa­nı çi­le­den çı­kar­dı­ğı gi­bi, Al­la­hü te­âlâ­nın ga­da­bı­nı, ce­za­sı­nı ken­di üze­ri­ne çek­er.
Ne ya­zık ki pek çok ço­cuk­lar, genç­li­ğin ver­di­ği hoy­rat­lık ve ka­dirbil­­mez­lik yü­zün­den, an­ne­le­ri­nin hak­la­rı­nı çiğ­ni­yor­lar. On­la­rı üzü­yor­lar. Böy­le an­ne­ler bâzen zor du­rum­da ka­la­rak, ço­cu­ğu için Al­la­hü te­âlâ­dan bed­duâ eder­se, bu duâ ka­bul olu­na­bi­lir. O za­man ço­cuk, dün­ya­da iken bi­le, ce­za­sı­nı çe­ker. Âhıret­te­ki ce­za­sı ise, ta­sav­vur edi­le­meye­cek de­re­ce­de acı­dır. Bi­raz id­rak­lı ve an­la­yış­lı olan bir ço­cuk, an­ne­si­nin hak­kı­nı dü­şü­ne­bi­lir ve onun de­dik­le­ri­ni se­ve se­ve ya­par. Onun gön­lü­nü ka­zan­ma­ya dik­kat eder. Eğer ço­cuk, an­ne­si­nin kal­bi­ni kır­mış ise, he­men af di­le­me­li, bir da­ha onu gü­cen­dir­me­me­li. İkin­ci ve­ya üçün­cü de­fa an­ne­si­nin kal­bi­ni kır­mış ise, tek­rar af di­le­me­li, ar­tık bir da­ha gön­lü­nü kır­ma­ma­ya dik­kat et­me­li­dir. An­ne hak­kı üze­rin­de ola­rak âhırete gi­den­le­rin akı­be­ti çok acı­dır.                            Se­âdet-i Ebe­diy­ye (715)

Anne başta tâç imiş, 
Her derde ilâç imiş, 
Bir evlât pir olsa da, 
Anaya muhtaç imiş.
Annem hakkın ödenmez,
Sevmeye ömür yetmez,
Bütün dünya benim olsa,
Bir tane annem etmez.



Erkek: Feridun - Kız: Gülgün - Yemek: Mercimek çorbası, Izgara balık, Salata, Helva.



Featured Image 01