Untitled Document

MENKIBE................ SULTAN MAHMUD VE AYAZ

Sul­tan Gaz­ne­li Mah­mud za­ma­nın­da, köy­den ge­len bir genç, ça­lış­kan­lı­ğı ve doğ­ru­lu­ğu sa­ye­sin­de ve­zir­li­ğe ka­dar yük­sel­miş­ti. Bu hız­lı yük­se­li­şi­ni di­ğer ve­zir­ler çe­ke­me­yip, Sul­tana, başve­zi­ri Ayaz’ın her ge­ce sa­ray bah­çe­sin­de bu­lu­nan bir oda­ya gir­di­ği­ni, bu­ra­ya ha­zi­ne­den al­tın ça­lıp sak­la­dı­ğı­nı söyler­ler. Sul­tan da, şi­kâ­yet­çi­le­re bir ge­ce o oda­ya gi­re­rek kont­rol et­me­le­ri­ni ve ne­ti­ce­yi ken­di­si­ne bil­di­rmeleri­ni is­ter.
Ha­set­çi­ler, oda­nın ka­pı­sın­da­ki sağ­lam ki­li­di zor­la aça­rak oda­ya gi­rer­ler. Fa­kat bü­tün ha­yal­le­ri bo­şa gi­der. Çün­kü du­var­da bir çift ça­rık ve bir ke­pe­nek ası­lı­dır. Al­tın ve mü­cev­her ara­mak için top­ra­ğı ka­zar­lar fa­kat yi­ne bir­şey bu­la­maz­lar. Mah­cu­bi­yet için­de Sul­tan Gaz­ne­li Mah­mud’un hu­zu­ru­na çı­kar­lar. Der­ler ki:
- Biz al­dan­mı­şız. Ha­set­çi­li­ği­mi­ze ve if­ti­ra et­ti­ği­mi­ze piş­man ol­duk. Ce­zamız ne ise râzıyız.
Sul­tan ce­za­yı Ayaz’a bı­ra­kır. O da şu cevabı verir:
- Sul­ta­nım! Hu­zu­ru­nuz­da ce­za ver­mek ba­na ya­kış­maz. On­la­rın da ku­su­ru var­sa da, esas ku­sur be­nim. Çün­kü, eğer ben oda­nın ka­pı­sı­na sağ­lam bir ki­lit tak­ma­say­dım, giz­li giz­li bu­ra­ya gir­me­sey­dim, bu ar­ka­daş­la­rım şüp­he­len­me­ye­cek­ler­di. Sul­t­anım! Be­nim as­lım bel­li­dir. Sa­ye­niz­de rü­yâm­da bi­le gö­re­me­ye­ce­ğim nimet­le­re ka­vuş­tum. Bun­la­ra da­lıp as­lı­mı unut­ma­mak için, köy­den gel­di­ğim­de üze­rim­de bu­lu­nan ko­yun pos­tun­dan el­bisem ve aya­ğım­da­ki ça­rık­la­rı du­va­ra as­mış­tım. Her gün on­la­ra ba­kıp ken­di ken­di­me di­yo­rum ki:
“Ey Ayaz! İş­te se­nin as­lın bu­dur. Ka­vuş­tu­ğun ni­met­ler, dün­ya­lık­lar, ma­kam­lar as­lı­nı unut­tur­ma­sın! Bu nimet­ler se­be­biy­le; geç­mi­şi­ni, ana­nı-ba­ba­nı ve Al­la­ha ibâ­de­ti unut­ma!”



Erkek: Mücahid - Kız: Mücahide - YemekSebze çorbası, Biber dolması, Makarna, Ayran. 



Featured Image 01