Untitled Document

MANZUM MENKIBE............. HİCRET

Pey­gam­ber efen­di­miz, düş­man­la­rın şer­rin­den,
Hic­ret mak­sa­dı ile, çık­tı Mek­ke şeh­rin­den.
    Me­di­ne­li mü­min­ler, du­yun­ca bu ha­be­ri,
    Se­vinç­le bek­le­di­ler, Sev­gi­li Pey­gam­be­ri. 
Bü­yük sa­bır­sız­lık­la, bek­ler­ken böy­le on­lar,
Bir ara; (Ge­li­yor­lar!), di­ye bir ses duy­du­lar.
    O nok­ta­ya dik­kat­le, bak­tı­ğın­da her bi­ri,
    Gör­dü­ler tâ uzak­ta, Re­sûl’le Ebû Bekr’i.
Ka­dın-er­kek, yaş­lı-genç, se­vin­di­ler, coş­tu­lar,
Kar­şı­la­mak üze­re, O’na doğ­ru koş­tu­lar.
    De­di­ler: (Sa­fâ gel­din, hoş gel­din şeh­ri­mi­ze,
    Evi­miz şu­ra­da­dır, bu­yu­run lüt­fen bi­ze.)
Re­sû­lul­lah ba­ka­rak, on­la­rın ah­vâ­li­ne,
Bu­yur­du ki: (De­ve­yi, ko­yun ken­di hâ­li­ne.)
    Bı­rak­tı­lar de­ve­yi, me­rak­lan­dı­lar an­cak,
    Ki,”De­ve han­gi evin, ka­pı­sın­da du­ra­cak?”
De­ve, Ebû Ey­yûb’ün, evi önü­ne ka­dar,
Yü­rü­yüp, tam o eve, ge­lin­ce kıl­dı ka­rar.
    Hâ­lid İb­ni Zeyd ko­şup, hu­zu­ru­na ge­le­rek,
    Evi­ni, eli ile, Re­sû­le gös­te­re­rek,
De­di ki: (İş­te evim, iş­te şu da ka­pı­sı,
Bu­yur yâ Re­sû­lal­lah, ha­zır­dır içe­ri­si.)
    Re­sû­le mih­man­dar­lık, ne sa­âdet, ne ni­met,
    O gün Ey­yûb Sul­tan’a na­sip ol­du bu dev­let.

GÜNÜN TARİHİ  .........    BÜYÜK İSTANBUL DEPREMİ

Os­man­lı Dev­le­ti za­ma­nın­da, ta­ri­he ge­çen en bü­yük dep­rem, 14 Ey­lül 1509 ta­ri­hin­de ol­du. Bu çok şid­det­li depr­em, bir an­da İs­tan­bul ve Trak­ya böl­ge­si­ni ye­rin­den oy­nat­tı. Ara­lık­lar­la 45 gün de­vam eden bu dep­rem­de, 13.000 ki­şi öl­dü. 109 câ­mi ve mescit, 1070 ev ha­rap ol­du. Bu deprem, Ge­li­bo­lu, Si­liv­ri, Edir­ne ve Di­me­to­ka’yı da ha­ra­be­ye çe­vir­di. Ço­rlu hal­kı­nın ise, üç­te iki­si öl­dü.



Erkek : Kenan - Kız : Dürdane - Yemek : Tarhana Çorbası, Izgara Et, Makarna, Salata 



Featured Image 01